Emir

Drawing by Christie Green
paylaş benimle
kaynaş, 
tuz, su,
yaprak, toprak,
şarap
ve
dudak
şaşırma,
günüme neşe,
kanıma efsun aşıla
sarılma,
dokun bana
seni görmemi sağla
oynaş benimle,
kokla
ve kendini gizle
fark ettirme
ama izle
kirpik, kaş
belli belirsiz
bir damla yaş
bilme,
üzülme,
kimin şiiriysen
onun sesini dinle
mesafelerle oyna,
asla gitme
keyif ver bana,
makine gibi işle,
dur ve işaretimi bekle.

Twilight

Photo by Denise S.
at your twilight time
not the night
or dawn
just before the sun
before the mess has begun
before your thoughts
touched my mind
found your wicked temple
start the rite
and toss for fun.

Tabiat

doldurabilecek
kadar
özgür
hissettiğimiz
boşluklar
yaratalım
toprağa gizemli işaretler çizelim
üzerinde ateş yakıp şarap içelim
benim tabiatımda serpilen
bir sarmaşık gül ol
susadıkça
kanat
cildimi
toprağından al ihtiyacın olanı
bana geri ver ihtiyacım olanı.

Kuş

Illustration by David Hayward
kuş uçmayı bilsin
dal kırılmadan kalmayı
bazen rüzgara yuva dersin
boşverip ısınmayı
bıçak hedefini bilsin
kan sıcacık akmayı
can bir kuşa benzesin
sen ol ağacımın dalı.

Doktrin

her gün biraz daha eksilirsin
ölmeyi iyi öğrenene dek,
herkesin seni zannettiği şeysin
iyi görmeyi öğretene dek,
her nefeste ateş içinden geçsin
yanmayı değil sönmeyi hisset.

Haze

aforesaid grey haze
has already come,
two hungry ravens
stand still on my tomb,
I still have blood,
within my flesh,
my heart had once pumped.

Yaş

denizi,
akşam güneşini,
yolu, yordamı
düşünmezdim
aynaya bakar,
"burnum nasıl olacak" diye düşünürdüm
"sevgilim kim olacak" derdim
sonra
eşyalarımı dizerdim
toprağa birkaç insan verdim
karanlık ormanlarda gezdim
birçok şey denedim
büyümedim
her günün sonunda, güneş
sadece benim üzerimde battı
zaman öldürmedi,
taşladı
sonra
birden,
her şey
yeniden başladı.