Türkan 2


The last book which reveals the Türkan SAYLAN's final words defending herself against the heartless accusations, that were targeting herself in her last days, published several days ago. The name of the book is sharp and impressive: Son nefeste son savunma (The last defence in the last breath).

The author is Hüseyin Karataş. He was SAYLAN's attorney. And he states that completing this book was her last request to him. 

To conclude, I just want to share Karataş's words about Türkan SAYLAN below: 

Hocamın iki çığlığı vardı unutamadığım. ÇYDD yöneticisi Prof. Ayşe Yüksel tutuklandığında, Saylan hastanedeydi, son günlerini yaşıyordu. Yanındakilere “Fişimi çekin” demiş. O gün Yüksel’in tahliye edildiğini haber vermek için aradım. “Sizi ziyarete geleceğim. Ayşe Hanım’ı da yanımda getireceğim” dedim. Türkan Hocam’ın dakikalarca süren sevinç çığlığını unutamıyorum. Nasıl birden o enerjiye kavuştu, nasıl mutluluktu öyle... Yatağından doğrulmuş hemen. Yanından eksik etmediği kırmızı rujunu sürmüş. O günkü sevincini unutamayacağım. Ergenekon aramalarının sadece kendisiyle ilgili olduğunu sanıyordu. Haberlerden diğer ÇYDD yöneticilerine de aynı şeyin yapıldığını öğrendiğinde attığı çığlığı da unutamıyorum. Ama hüzün doluydu bu çığlık. Türkan Saylan benim için yaşama çığlık katan kadındır.
Av. Hüseyin Karataş
Hürriyet, 20 Mart 2011

My translation is:
There are two screams came out of professor that I can never forget. When ÇYDD executive Prof. Ayşe Yüksel had been arrested, Saylan was living her last days plugged to the life supporting machines in the hospital. When she heard the news about the Yüksel's arrest, she asked her physicians to unplug herself from the machines. At the end of the day, I had called Saylan and said that "Ayşe Yüksel was released by the court and I would take Ayşe with me to the hospital to see her". After that call, she screamed for minutes with a great happiness. She recharged her batteries by the this good news, straightened herself up in the bed, wore her famous red lipstick... I cannot forget her felicity that day. 
She was supposing that she was the only person, whose house was searched by the police for Ergenekon investigation. When she watched the news and saw that the other top ÇYDD executives were conducted in the same manner by the prosecutor and the police, she screamed so sadly that I couldn't forget.
To me, Türkan SAYLAN is the lady who brings the scream to the life.
Atty. Hüseyin Karataş
Hürriyet, March 20th, 2011


   

No comments: